![]() |
ARDAHAN tanıtım videosu ve tarihi
ARDAHAN tanıtım videosu
|
ARDAHAN
75 ARDAHAN ( Kod : 478 ) Vali Selim CEBİROĞLU Valilik 211 44 72 İl Emn. Md. 211 57 20 İl Jn. Kom. 211 30 05 Bld. Bşk. 211 31 87 İlçe Sayısı 5 Belediye Sayısı 9 Köy Sayısı 237 Yüzölçümü 5.661 Nüfusu 133.756 |
ARDAHAN
GENEL BİLGİLER Yüzölçümü: 5.576 km² Nüfus: 170.117 (1990) İl Trafik No: 75 Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesindeki sınır illerinden olan Ardahan, sınırları içerisindeki Damal Dağları'nda beliren Atatürk silüeti ile ünlüdür. Her yıl Haziran ayının 15 ile Temmuz ayının 15’ine kadar saat 18’den itibaren Karadağ sırtlarında Atatürk’ün bu silueti net olarak yaklaşık 20 dakika izlenmektedir. Ardahan'da bu tarihlerde Atatürk'ün İzinde-Gölgesinde Damal Şenlikleri düzenleniyor |
İLÇELER:
Ardahan (merkez), Çıldır, Damal, Göle, Hanak, Posof. NASIL GİDİLİR? Karayolu: İlin Karadeniz Bölgesi’ne açılımını sağlayan tek yol Ardahan-Şavşat Karayolu’dur. Ancak gerek yol güzergahının dağlık olması, gerekse yolun bozuk olması nedeniyle kış aylarında sık sık ulaşıma kapanmaktadır. Bu yola alternatif olarak düşünülen Ardahan-Yalnızçam-Ardanuç Karayolu ise hem mesafe hem de coğrafi bakımdan elverişli şartlara sahiptir. Bu yolun tamamlanması ile ilin Karadeniz Bölgesi ile bağlantısı kolaylaşacaktır |
|
|
GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü: 5.576 km² Nüfus: 170.117 (1990) İl Trafik No: 75 Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesindeki sınır illerinden olan Ardahan, sınırları içerisindeki Damal Dağları'nda beliren Atatürk silüeti ile ünlüdür. Her yıl Haziran ayının 15 ile Temmuz ayının 15’ine kadar saat 18’den itibaren Karadağ sırtlarında Atatürk’ün bu silueti net olarak yaklaşık 20 dakika izlenmektedir. Ardahan'da bu tarihlerde Atatürk'ün İzinde-Gölgesinde Damal Şenlikleri düzenleniyor. İLÇELER: Ardahan (merkez), Çıldır, Damal, Göle, Hanak, Posof. NASIL GİDİLİR? Karayolu: İlin Karadeniz Bölgesi’ne açılımını sağlayan tek yol Ardahan-Şavşat Karayolu’dur. Ancak gerek yol güzergahının dağlık olması, gerekse yolun bozuk olması nedeniyle kış aylarında sık sık ulaşıma kapanmaktadır. Bu yola alternatif olarak düşünülen Ardahan-Yalnızçam-Ardanuç Karayolu ise hem mesafe hem de coğrafi bakımdan elverişli şartlara sahiptir. Bu yolun tamamlanması ile ilin Karadeniz Bölgesi ile bağlantısı kolaylaşacaktır. |
GEZİLECEK YERLER
Ören Yerleri Akçakale Ada Şehri Kalıntıları: Çıldır Gölü’nün içerisinde yer alan Akçakale Adası, doğal güzelliklerinin yanı sıra, birinci derecede arkeolojik sit alanıdır. Çıldır ilçe merkezinin yaklaşık 27 km. güneydoğusunda yer alan Akçakale köyünün hemen batısında bulunan bir ada şehrine ait kalıntılardır. Çıldır / Taşköprü Kitabeleri: Çıldır ilçe merkezinin yaklaşık 30 km. güneyindeki Taşköprü köyünde köyün kuzeyini sınırlayan kayalıkta, büyük bir kaya üzerinde yer alan bir kitabedir. Bölgedeki en eski kitabe olduğunu sanılan bu kalıntının Urartu Krallarından II. Sarduri’ye ait olduğu ifade edilmektedir. |
Kaleler
Ardahan Kalesi Ardahan Kalesi çevresinde yapılan Prehistorik araştırmalar, (M.Ö. 3500-2000) Eski Tunç Çağı’na ait yarlaşmanın varlığını ortaya koymuştur. Ardahan Kalesi, Osmanlı döneminde 16. yüzyıl ortalarında, Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle inşa edilmiş ve günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Tarihi oldukça eskilere dayanan Ardahan Kalesi’nde yapılan kazılar bölgenin çeşitli krallıkların hakimiyetine girdiğine göstermektedir. Savaşır (Cancak) Kalesi Posof ilçesine bağlı Savaşır (Cancak) köyünün güneydoğusunda, üç yanı vadi ile çevrili sivri bir tepe üzerinde konumlandırılmıştır. Kinzi Kalesi Ardahan’ın yaklaşık 30 km. batısında Bağdeşe (Kinzodamal) köyünün kuzeyinde, Bülbülan Yaylası’nın güneydoğusunda yer alan bir kaledir. Sevimli Kalesi Hanak ilçe merkezinin yaklaşık 18-20 km. güneydoğusundaki Sevimli (Vel) köyünün takriben 500 m. güneyinde, Kura Nehri vadisinde, yarımada biçimli sarp bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kalecik Kalesi Göle ilçesine bağlı Kalecik köyünün yaklaşık 450-500 m. güneyinde, köyden gelen derenin oluşturduğu vadi ile Kura Vadisi’nin kesiştiği noktada sarp bir alana kurulmuştur. Şeytan Kalesi Çıldır ilçesinin Yıldırımtepe köyü civarında olan bu kalenin, Ortaçağ’da yapıldığı tahmin edilmektedir. Çıldır’a 1 km. uzaklıktaki Yıldırımtepe köyünün yaklaşık 1,5 km. kuzeydoğusunda bulunan Karaçay Vadisi’nde oldukça sarp bir alana inşa edilmiştir. Kurtkale Çıldır ilçe merkezinin yaklaşık 36 km. kuzeydoğusundaki Kurtkale nahiyesinin 1 km. güneyinde ve Gürcistan sınırında bulunmaktadır. Yakınındaki nahiyeye de adını veren Kurtkale’nin tarihi ve adını nereden aldığı konusunda kesin bilgi yoktur. Kazan Kale Ardahan’ın yaklaşık 12-13 km. kuzeydoğusunda, Kura Vadisi’nin nehrin akış yönüne göre sağında, vadinin sınırlandığı dil biçimindeki yükselti üzerinde yer almaktadır. Kesin tarihi bilinmeyen kale çevresinde, eski yerleşim izleri mevcuttur. Altaş ( Ur) Kalesi Ardahan- Hanak karayolunun 18. km’sindeki Altaş (Ur) köyünün doğusunda yer alan sivri bir tepe üzerine kurulmuştur. Tarihi kaynaklarda sadece adı ve yeri belirtilen kalenin, ilk yapım tarihi kesin değildir. Ancak 7.- 8. yüzyıldan beri bu kalenin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Kırnav Kale Hanak ilçesinin 5 km. güneyindeki Çayağzı köyünün yaklaşık 400 m. batısında Ardahan– Hanak karayolu üzerinde Hanak Çayı kenarında yer alır. Bu kalenin de kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Ancak bugünkü kalıntıların, Ardahan Kalesi’ne ait kalıntılarla aynı duvar tekniğine sahip olması dikkat çekicidir. |
Camiler
Ardahan Merkez Mevlit Efendi Camii: Ardahan şehir merkezinde Halil Efendi Mahallesinde, kalenin yaklaşık 150-200 m. doğusunda yer almaktadır. Giriş kapısında bulunan kitabeye göre, yapımı 1701 tarihinde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu caminin yakın tarihlerde beden duvarlarının yarıdan yukarısı ve üst örtüsü yenilenmiştir. Posof Merkez Camii: Posof merkez camisinin minberinde kitabeye göre 1868 tarihinde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Cami, boyuna dikdörtgen planlı olup, kesme taşlardan yapılmıştır. İç yapısı Osmanlı mimarisini yansıtmaktadır. Ayrıca caminin doğusunda yer alan dikdörtgen hazire alanında bulunan bir lahitte yazan 1771 tarihi caminin tarihinin minberindeki tarihinden daha eskiye dayandığını düşündürmektedir |
Mağaralar
Övündü Mağaraları: Çıldır’a bağlı Kurtkale nahiyesinin 1 km. doğusundaki Övündü köyünün yaklaşık 250-300 m. güneyindeki kalker kaya kütlesine oyulmak suretiyle oluşmuş iki grup mağara yerleşimidir. Ortakent (Büyük Nakala) Mağaraları: Hanak ilçesinin 10 km. kadar doğusunda yer alan Ortakent (Büyük Nakala) nahiyesinin yaklaşık 7-8 km. güneyinde, Kura Nehri Vadisi’nde, nehrin akış yönüne göre sol yanındaki kayalıkta, çok sayıda mağara yerleşimi ve büyük bir kaya kilise bulunmaktadır. Tarihi kaynaklarda bu mağara yerleşimi grubunun da kendisinden sonra gelen Tahtalı, Vaşlop, Ampur ve Colit Mağaraları gibi Yontma Taş Çağı izleri taşıdığı belirtilmiştir. |
Göller
İl merkezine 45 km. uzaklıkta bulunan göl, deniz seviyesinden 1956 m. yükseklikte ve 25 km2’lik bir alanı kaplamaktadır. Çıldır Gölü kışları çok soğuk geçtiği için kasım ayı sonlarında donmakta ve buz derinliği 1 m’yi aşmaktadır. Gölün buzları nisan ayı başlarına kadar çözülmemektedir. Kışları yüzeyinde 2 m. civarında buz oluşan Çıldır Gölü’nde, buz delinerek balık avı yapılmaktadır. Çıldır Gölü dışında, Aktaş ve Aygır gölleri ile Posof Çayı’nda da sportif olta balıkçılığı yapılabilmektedir. Kuş Gözlem Alanı Ardahan Ormanı Kuş Alanı,Aktaş Gölü Kuş Alanı ve Çıldır Gölü Kuş Alanı Ardahan ili sınırları içinde bulunmaktadır. Aras Havzası |
COĞRAFYA
Kuzeyde ve doğuda Gürcistan toprakları, güneyde Kars, batıda Artvin ve Erzurum illeriyle sınırlıdır. İlin en önemli akarsuyu Kura ırmağı, en büyük gölü üçgen biçimli Çıldır gölüdür. Van gölünden sonra Doğu Anadolu Bölgesinin ikinci büyük gölü olan Çıldır, lav akıntısı sonucunda oluşmuş bir "lav seti gölü"dür. Suları tatlı olan göl aralık ve nisan ayları arasındaki dönemde yer yer donmaktadır. Karasal iklime hâkim olup kışları uzun, sert ve kar yağışlı, yazları ise kısa ve serindir. Yalnızca etrafı dağlarla çevrili olan ve ortalama 900 m. yükseklikte bulunan Posof ilçesi mikroklimatik iklim koşullarına sahip olup, kışları yumuşak ve yağışlı, yazları ise sıcak geçmektedir |
TARİHÇE Ardahan ili, 27 Mayıs 1992’de çıkarılan yasayla, Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. ili olarak kurulmuştur. Ardahan Kalesi’nde yapılan araştırmalar, yörede Eski Tunç Çağı’na ait kalıntıları ortaya koymaktadır. Eski adı Artan’dır. Ardahan Kalesi uzun yıllar, Osmanlı topraklarını Kafkasya yönünden gelen saldırılara karşı korumuştur. 1878 Ayastefanos Antlaşması’yla Rusya’ya verilen yöre, 1918 Brest-Litovsk Antlaşması’yla geri alınmıştır. Yerleşim, 26 Nisan 1919’da Gürcülerin işgaline uğramış, 23 Şubat 1921’de Türkiye topraklarına katılmıştır. |
ARDAHAN İLÇELERİ
Ardahan'ın biri merkez olmak üzere altı ilçesi vardır. Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 52.574 olup, 16.761'i ilçe merkezinde, 35.813'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucaına bağlı 25, Hasköy bucağına bağlı 20, Yalnızçam bucaına bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 1241 km2 olup, nüfus yoğunluğu 42'dir. İlçe toprakları dağlıktır. Kuzeyinde ve batısında Yalnızçam Dağları ile Uğurlu Dağ, güneybatı-kuzeydoğu istikametinde uzanan Ardahan Ovası, Kura Irmağı ve kollarının taşıdığı alüvyonlu topraklardan meydana gelmiştir. Ekonomisi tarım ve hayvancılığıa dayalıdır. En çok saır yetiştirilen ilçede, süt, yoğurt, tereyağ ve peynir başlıca hayvani ürünlerdir. İlçede arıcılık enstitüsü, bir sun'i tohumlama merkezi vardır. Ovada buğday, arpa, çavdar ve patates yetiştirilir. İlçe merkezi, Ardahan Ovasında, Kura Irmağının iki yanında kurulmuştur. eski bir yerleşim merkezidir. Şehir nüfusunun büyük kısmını askeri birlikler meydana getirir. Cumhuriyetin ilk yıllarında il merkeziyken Ardahan 1926'da Kars'a bağlı ilçe oldu. 1992 senesinde tekrar il merkezi haline getirildi. Belediyesi 1293'te kurulmuştur |
ARDAHAN Çıldır
Çıldır: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 24.296 olup 2119'u ilçe merkezinde, 22.177'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 7, Kurtkale bucağına bağlı 12 köyü vardır. Yüzölçümüa 1416 km2 olup, nüfus yoğunluğu 17'dir. İlçe toprakları dağlıktır. Kuzeyinde Allahüekber Dağları, doğusunda Akbaba Dağı, orta kısmında Çıldır Gölü yer alır. Başlıca akarsuyu Kura Çayıdır. Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. En çok mor karaman ve ak karaman türü koyun ve sığır beslenir. Zengin bitki örtüsü sebebiyle arıcılık gelişmiştir. Başta peynir olmak üzere süt ürünleri ve bal önemli gelir kaynağıdır. İlçe merkezi denizden 1947 m yükseklikte bulunan Çıldır Gölü yakınlarında Kura Çayı kenarında kurulmuştur. Çok eski bir yerleşim merkezidir. Ardahan-Arpaçay karayolu ilçeden geçer. Kars'a bağlı bir ilçeyken, 1992'de Ardahan'ın il olması üzerine buraya bağlandı. İlçe belediyesi 1924'te kurulmuştur |
Ardahan Damal
Damal: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 11.240 olup, 2326'sı ilçe merkezinde, 8914'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 15 köyü vardır. İlçe toprakları dağlar ve dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. İklim şartlarının elverişsizliği yüzünden tarım az yapılır. Yaylacılık metoduyla çok sayıda koyun ve sığır beslenir. Hanak ilçesine bağlı bir bucakken 1992 senesinde ilçe merkezi haline getirildi. Göle: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 44.953 olup, 7542'si ilçe merkezinde, 37.411'i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 31, Çayırbaşı bucağına bağlı 24 köyü vardır. Yüzölçümü 1420 km2 olup, nüfus yoğunluğu 32'dir. İlçe toprakları dağlık olup yüksek bir platodan meydana gelir. Güneyinde Allahüekber Dağları, kuzeyinde Uğurlu Dağı yer alır. Dağların kuzey yamaçları ormanlarla kaplıdır. Toprakların orta kesiminde yer alan Göle Ovası denizden 2000 m yüksekliktedir. Başlıca akarsuyu Kura Çayıdır. Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Geniş otlaklarda çok sayıda sığır beslenir. Koyun yetiştiriciliği önemli düzeyde yapılır. Canlı hayvan ticareti yaygın olarak yapılır. Süt Endüstrisi Kurumuna bağlı bir süt toplama merkezi vardır. Mandıra ve süt işleme merkezlerinin sayısı çoktur. Az miktarda arpa, buğday ve patates üretimi yapılır. İlçe merkezi, Oltu-Ardahan karayolu üzerindedir. Kars'a bağlı bir ilçeyken Ardahan'ın 1992 senesinde il olması üzerine buraya bağlandı. Denizden yüksekliği 2280 metredir. İlçe belediyesi 1926'da kurulmuştur. |
Ardahan Hanak
Hanak: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 18.393 olup, 3082'si ilçe merkezinde, 15.311'i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 25 köyü vardır. İlçe toprakları dağlar ve dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Batasında Yalnızçam Dağları, kuzeydoğusunda Keldağı yer alır. Dağlardan kaynaklanan sular, küçük dereler vasıtasıyla Kura Çayına katılır. Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. İklim şartlarının elverişsiz olması yüzünden sadece buğday, arpa ve patates yetiştiriliri. Yaylacılık metoduyla çok sayıda sığır ve koyun beslenir. İlçe merkezi, Yalnızçam Dağlarının güney eteklerinde bir dere kıyısında kurulmuştur. Kars-Posof karayolu ilçeden geçer. 1958'de ilçe olan Hanak'ın belediyesi aynı sene kurulmuştur. Eski ismi Ortahanak'tır. Kars'a bağlı bir ilçeyken Ardahan'ın 1992'de il olması üzerine buraya bağlandı |
ARDAHAN POSOF
Posof: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 18.661 olup, 2208'i ilçe merkezinde, 16.453'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bğlı 26, Binbaşı Eminbey bucağına bağlı 22 köyü vardır. Yüzölçümü 607 km2 olup, nüfus yoğunluğu 31'dir. İlçe toprakları akarsu vadileriyle derin biçimde parçalanmış dağlık alanlardan meydana gelir. Yalnızçam Dağları toprakları engebelendirir. Dağlardan kaynaklanan suları Posof Çayı toplar. Posof Çayı Vadisinde düzlükler vardır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri patates, arpa, buğday ve elma olup, az miktarda armut ve fasulye yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiş olup, önemli gelir kaynağıdır. Yaylacılık metoduyla en çok koyun beslenir. İlçe merkezi, Posof Çayı Vadisinin kuzey yamaçlarında kurulmuştur. Gelişmemiş bir yerleşim merkezidir. Ormanları ve güzel yaylaları vardır. İlçe belediyesi 1923'te kurulmuştur. Kars iline bağlı bir ilçeyken 1992 senesinde Ardahan il olunca buraya bağlandı |
Ardahan'in Kültürü
HALK MUTFAĞI Anadolu'da her yörenin kendine has yemek kültürü ve damak zevki olduğunu görürüz. Bu kültür, yörenin coğrafi ve iklim özelliklerini üzerinde taşır. Bu nedenle Ardahan'da da tarım ve hayvancılığa dayalı bir mutfak kültürü gelişmiştir. Yörenin yemek kültürü ağırlıklı olarak tahıl, et ve hayvansal ürünlere dayanmaktadır. Tahıl ürünü olarak en çok arpa ile buğday kullanılır. Kaz etinin yörede ayrı bir yeri bulunmaktadır. Sığır ve ko*yun eti de yaz aylarında taze, kış aylarında da kavurma olarak fazlaca tüketîlmektedir. sebze cinsîn*den gıda maddelerinin başında ise patates, kuru fasulye ve soğan gelir. Yörenin kendine özgü birçok yemek çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan çorba olarak ayran aşı, hel-le aşı ve püşrük aşını, hamur işi olarak bişi, mafiş, kayıtma, hingal, kete ve katmeri, tatlı olarak da, baklava, lokum tatlısı, irmik helvası, un helvası ve hasutayı sayabiliriz. ETLİ MANTI MALZEMELERİ:1Kilogram kıyma, 2 baş soğan, 2 yumurta, yeteri kadar un, tuz , su, kıymaya katmak için karabiber, kimyon ve nane. YAPILIŞI: Unu 2 yumurta tuz ve suyla kulak memesi kıvamından daha sert bir hamur elde edilir. Üç dört pazıya bölünür.Yufkalar halinde açılarak karelere bölünür. Diğer tarafta kıyma baharat, soğan ve tuzla hazırlanır. Karelere fındık büyüklüğünde yerleştirilir. Üçgen şeklinde kapatılır. Bir tencerede su tuz ilave edilerek kaynatılır. Kaynayan suya mantılar atılır.15-20 dakika bu şekilde pişirilir. Pişen mantıları süzdürerek servis tabağına alınır. Üzerine önce yoğurt sonra kızdırılmış tereyağı dökülerek servis yapılır. FESELLİ MALZEMELERİ: Un, su, maya, tuz, YAPILIŞI: Malzemeler birleştirilir. Yoğrularak hamur haline getirilir. Kulak memesi yumuşaklığında yoğrulur. Biraz bekletilir. Hamur küçük küçük kesilerek künt (pazı) yapılır. Oklava ile yufka halinde açılır. Yufkanın içinin yağlayarak rulo halinde bükülür. Tekrar yuvarlak hale getirilir. Yeniden açılır istediği incelikte olabilir. Sacda kısık ateşte pişirilir, isteyen tekrar yağlayabilir. KATMER MALZEMELERİ: Un, Su, tuz, yağ, maya YAPILIŞI: Malzemeler karıştırılıp yumuşak hamur haline getirilir. İyice yoğrulur. 10 Dakika bekletilir.Hamur küçük küçük kesilerek künt (pazı) yapılır. Oklava yardımı ile ince yufkalar açılır.Yufkalar tek tek yağlanarak üst üste dizilir. 6 yufka dizilir.rulo halinde bükülerek yuvarlak haline getirilerek tepsi büyüklüğünde elle açılır, üzerine yoğurt yada yumurta sürülerek 200 derece kızgın fırına sürülür. Pişmeye bırakılır. Fırından çıkartılan katmer ılındıktan sonda dilim halinde kesilerek servis yapılır. KESME AŞI MALZEMELERİ: 1 kg un, tuz , 2 yemek kaşığı salça , karabiber, nane ve kekik, 2 yemek kaşığı tereyağı YAPILIŞI: Un içine tuz ve su konularak kulak memesinden daha sert bir hamur yoğrularak 2 yada 3 pazı yapılır. Pazının biri diğerlerinden daha küçük olarak ayrılır. Pazılar biraz dinlendirilir. Fazla ince olmayan yufkalar açılır. 5-6cm uzunluğunda kesilir bu şeritler daha sonra enine eriştelik doğranır. Bir tencerede suya tuz ilavesiyle kaynatılır. İçine erişteler atılarak pişirilir. Diğer taraftan ayırdığımız küçük pazıyı küçük parçalara ayırıp yuvarlayarak l er cm uzunluğunda doğranır.(halk dilinde nuğul denir.) Tavada yağ eritilir. Nuğullar yağda kızartılır.Salça ve diğer baharatlar katılır, yemeğin üzerine dökülüp sıcak servis yapılır. GEVREK MALZEMELERİ: Un, kaymak, tuz (Malzemeler isteğe yada kişi sayısına göre ayrılır.ölçüsüzdür) YAPILIŞI: Bir kapta kaymak, un ve tuz konularak kulak memesinden biraz yumuşak hamur hazırlanır. Yumurta büyüklüğünde kütler (pazı) hazırlanır. Oklavayla açılan yufkalar bir taraftanda orta ısıda hazırlanmış olan saçta pişirilir. Servisi peynir, çay, yada salatayla yapılır. PİŞİ MALZEMELERİ: Un, tuz, maya, su. YAPILIŞI:Bütün malzemelerin katılımıyla kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edilir. Mayalanmaya bırakılır. Hamur mayalanınca, derince ve büyük bir tavanın yarısına kadar yağ doldurulur, bu yağ yüksek ateşte kızdırılır, hamurdan pazılar alarak oklava yardımıyla tavanın genişliğinde açılır, ortasından delinir. Kızgın yağda kızartılır. Servisi sıcak yapılır. AYRAN ÇORBASI MALZEMELERİ: ½ Kg. Un, 1 yumurta, 250 gr. Süzme yoğurt, tuz, nane, kırmızı biber, 2 yemek kaşığı tereyağı, su YAPILIŞI: Un, yumurta, tuz suyla kulak memesinden daha sert yoğrulur, yufkalar açılır, eriştelik doğranır, bir taraftan tencereye 3 lt. su konur, tuz ilave edilerek kaynatılır. İçine erişteler atılarak pişirilir, diğer taraftan süzme yoğurt suyla açılarak ( yemeğin suyu fazlaysa bu sudan da alınıp kullanılabilir) kalınca bir ayran haline getirilir. Pişen yemeğe katılır, diğer taraftan tereyağı bir tavada eritilir, içine nane ve kırmızı biber katılır, ayran aşının üzerine dökülür, sıcak servis yapılır. |
YÖRESEL HALK OYUNLARI Ardahan'ın bütün yörelerinde hemen hemen aynı oyunlar oynanır. Enstrüman olarak genellikle davul ve zurna, Kafkas oyunlarında ise Akordeon ve Nagara adı verilen davul kullanılır. Ardahan yöresi genelde halay ve bar şekli oyunlar oynar. Bu oyunların oynandığı toplumsal olaylar ise şöyle sıralanabilir; düğün, nişan, asker uğurlama, üzüntü, sevinç gibi duyguların ifade edildiği durumlar. Yöremizde oynanan belli başlı oyunlar ise şunlardır.
A. BAR OYUNLARI B. TEK OYUNLAR Ağır Bar Ondört Sallama Şeyh Şamil Temur Ağa Ay Gizi Bir Mezara Doldurur Nare Beş Açılan Lorke Karabat Şeker Oğlan Hanım Yaylada Sarı Seyran Kaççıke Tavuk Barı Gazelo Hoş Bilezik Haran Döne Kıskanç Kürdün Kızı Ardahan'ın Yolları (Dümme) Hafif Bar Paşa Göçtü ARDAHAN AĞZI LEYAKIL DÜŞMEK :Yorgun düşmek ŞOGURT :Salya YEĞİN :Çalışkan titiz ENDEZE :OLMAK Oyalanmak TUSMAK :Sinmek MURUSLARINI DÖKMEK : Suratını asmak YÜNGÜL :Hafif AĞZINI GÖZÜNÜ TUZ GİBİ YALAMAK :Çok özlenen kimseler için söylenir GOMBA DÖNMEK :Takla atmak GIGIL YÜZLÜ :Yüz yapısı küçük olan kimseler için söylenir HERSLENMEK :Sinirlenmek ABURSUZ :Rezil PÜRÇEK :Saç Tutamı GOLOP :Ağaçtan yapılmış yoğurt kapı SİTİL :Yoğurt Kabı GAGAÇ : Zayıf kimseler için söylenir BİTİG :Köpek yavrusu |
CİRTAKOZ eli
GANFET :Akide Şekeri FARS :Kötü rezil kadin ÇAĞILDAMAK : Gülmek CİCİP :Ağız kenarında ve yüzde çıkan yaralar TEŞT :Saç leğen GEŞLENMEK onmak,Üşümek SOYHA, ANDIR, MERET : Uğursuz şeyler için söylenir HINGILIM ATMAK :Gereksiz hareket ve işler KÖÇMEK :Evlenmek DILDIBIL :Çırılçıplak GURUĞ TAVUK Anaç tavuk HARO :Kiler,ambar OBBAZ :İşe yaramaz aylak SEĞİRTMEK : Çabuk davranmak PELLÜK :Ayaktaşi oyunu YAŞIK :Ağaçtan yapılan kasa GOPPAL :Büyük burun PORTLAK :Göz Yapısı büyük plan VEDRA :Kova BİBİ :Hala CUCUL :Civciv DOY DOY :Güvercin PEŞ GÜN :Sofra GUŞGANA :Tencere CİNCAR :Isırgan Otu ZIRZA :Aşmalı kilit BİJLİ :Sivri PALAZ :Bez HERZAL :Tekerleksiz el arabası ZAĞAR :Küçük köpek İSTOL :Yer sandalyesi GIJİK :Kıvırcık saç ÇİRNAĞ :Tırnak YEKTİ :Yetim MUÇURLAMAK :Buruşturmak ŞARILDAYAN :Yıldırım COPLANMAK :Şişmek PEŞKİR :Havlu GIDİK :Oğlak GUDİK :Küçük Köpek KARTOPU :Patates BİŞKA :Kibrit CAMUŞ :Manda LAZUT :Mısır BEDASIL :Soysuz TEVÜR :Çeşit GUNÇUL :Uç GULLEP :Menteşe GODET :Süpürge sapı GOTİK :Manda Yavrusu GAGAL :Göz SEKÜ ivan FURĞUN :Öküz Arabası KOR ARABA :Kağnı GAŞGA :At Arabası İŞKAP olap CİCE :Büyük Abla GİZLENGUGİ :Saklambaç BEYABUR Rezil BAÇ ETMEK :Öpmek GIJGIRMAK :Yoğurdun ekşimesi HARMUTLAMAK :Suyu ılıtmak |
GİDİL :Küçük
PİŞİK :Kedi MOZİK ananın büyüğü GARABAN :Köy evinin girişi KERSEN :Hamur teknesi GODA :Büyük zar FANTİ :İskambil HERG :Sürülmüş Tarla HAROS :Nadasa bırakılmış tarla PULUL :Ot Yığını GALAMAK :Yakmak GALAK :Tezek Yığını KOTETE :Tabure CEMSE :Askeri araç konvoyu KAVÇAL :Uzun çene NİGART :Tavuğun gagası TAR :Tavukların kümeste üzerine çıktıkları yer ÇİMMEK :Banyo yapmak TEREK :Raf GUZUK :Kambur DILLO :Hafifmeşrep ÇIKMAK :Yırtmak GATAKLAMAK :Kovma, Uzaklaştırma MURUSLARINI DÖKME :Suratını asma MÜRGÜLEMEK :Uyumak GAJ GÖZ :Çakır göz CİNDAL :Kedi Yavrusu GORUĞÇU :Kır Bekçisi LOBYE :Fasulye GIJO :Kozalak BED :Çirkin CANCUR :Erik LIBBIZ :Parasız, Züğürt KAYIŞ :Kemer TELLÜK :Yünlü takke MİNTAN :Gömlek ÇENKÜRMEK :Küçük Köpeğin Havlaması GOCİK :Kaban ŞOŞARTMAK :Abartma ŞUŞLANMAK :Fazla yatma AĞBUN :Gübre AKHORA :Yakın bir yer BADİYE :Geniş ağızlı tas BULUZ :Elbise CİCLOBA :Arpacık ÇİNÇAVAT :Varyemez, cimri DEYHORA :Uzağı tarif eden işaret zamiri GÜZGİ :Ayna ĞUĞUN :Ağlama HELHEL :Havai kimse AGOZ :Sabanın açtığı iz JUJUN :Tatlı kaşıntı KERSEN :Hamur teknesi KOLOPA :İçi oyulmuş kap KÜSGİ :Ağaç sırık GARAVUL :Bekçi LÖK :Büyük PÖRÇÜK :Tırpanı sapına bağlayan yeri SOKO :Mantar SAKO :Kolsuz ceket ŞÜŞİT :Huni ŞİNEL :Palto ŞÖHE :Siyah boncuk TAPUL, PULUL :Ot demeti TAT :Çorabın ayağa giyilen daban kısmı TORHOLA :Kabuk tutmamış yumurta TIĞ :Saman ekin karışımı yığın DINAZA :Alay etme ÜLEŞMEK :Bölüşmek YABA :Beş parmaklı ağaç dirgen ZAĞ :Keskin sivri ZABUN :Fakir ZANGAL :Tabansız uzun çorap ZEDA :Tarlanın sürülmemiş tarafı GUZUK :Kambur ZURGANA :Eğri büğrü vücutlu ZENNE :Kadın ZUBUN :Mintan POCİLEMEK :Baltayı taşa vurma MÜRGÜLEME :Otururken hafif uykuya dalma TAĞAYİRLENME :Kendinden geçme CENÇİKLERİN GEVŞEDİ :Hoşuna gitme SINAMA eneme |
Ardahan'da Ekonomi
EKONOMİK DURUM : KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR : İlimizde Kişi başına düşen milli gelir 2000 yılı Devlet İstatistik Enstitüsü verilenine göre 1.058 Dolar’dır. Son yıllardaki olumsuz gelişmelerden dolayı bu gelirin önemli ölçüde azaldığı ve 1.000 Dolar’ın altına düştüğü tahmin edilmektedir. Ardahan ve Türkiye’de Kişi Başına GSYİH’nın Cari Fiyatlarla Yıllara Göre Dağılımı ( ABD Doları, 1996-2000) VERGİ GELİRLERİ : Ardahan’da 2003 yılı itibariyle 18.077.616.750.000 TL bütçe geliri tahakkuk etmiş, bu miktarın 14.651.142.750.000 TL’si tahsil edilmiştir. 2003 yılı itibariyle bütçe gelirleri tahsilatı % 81 oranında gerçekleşmiş, bir önceki yıla göre tahakkuklarda % 41, tahsilatlarda ise % 34 oranında artış gerçekleşmiştir. 2003 yılı itibariyle bütçe gelirlerinin bütçe giderlerini karşılama oranı ise % 22’dir. 2004Yılının ilk çeyreğinde ise 13.131.698.350 TL Bütçe geliri, 29.321.281.700 TL de Bütçe gideri gerçekleşmiş olup 2004 Yılı itibariyle bütçe gelirlerinin bütçe giderlerini karşılama oranı %45 tir Ardahan'da değişik kapasitelerdeki süt işletmelerinde imal edilerek yurdun dört bir yanına ihraç edilen kaşar peyniri ilimizin sembolü haline gelmiştir. İlimizde süt üretiminin önemli bir bölümü kaşar peyniri yapımında kullanılmakta ve yöre halkı için önemli bir gelir kaynağı olmaktadır. İlimizde üretilen kaşar peynirinin ortalama %80'i il dışına satılmaktadır. 2002 yılı içerisinde il genelinde toplam 3600 ton civarında kaşar peyniri üretilmiştir. Yüksek kaliteli protein, kalsiyum, riboflavin ve A vitamini yönünden son derece zengin olan Ardahan kaşar peyniri kalite, lezzet ve dayanıklılık olarak kendine has özellikler taşımaktadır. Ardahan kaşarına bu özellikleri sağlayan olgu, yapımında kullanılan süt ile ilgilidir. Ardahan kaşar peynirinin yapımında dışarıdan herhangi bir ham madde (süt tozu, krema, konsantre süt vs.) ilavesi yapılmamakta, tamamen kaynağından ve birinci elden alınmış taze sütler kullanılmaktadır. Bölge hayvancılığı tamamen doğal şartlarda yapıldığından sütün bileşimini birinci dereceden ilgilendiren yem materyalleri de tamamen doğal vejetasyondur. Hayvan beslenmesinde sanayi atıkları kullanılmamaktadır. Sütün bileşimini etkileyen antibiyotik türü ilaçların hayvanlarda kullanılmaması sütte kalıntı oluşturmasını engellemektedir. Bu nedenle Ardahan kaşar peyniri; yapımında kullanılan sütün tamamen doğal çayır ve mera otları ile beslenen ineklerden alınması, sadece inek sütünün kullanılması, yöreye has bitki florasının sağlamış olduğu mineral madde yüksekliği, A vitaminince zengin oluşu gibi temel nedenlerden dolayı kendine has koku, lezzet ve yapım tekniklerinden kaynaklanan dayanıklılığa sahiptir. Ardahan kaşar peynirinde kuru maddenin içermiş olduğu yağ oranı TSE'nin belirlemiş olduğu oranların üzerindedir. Ardahan kaşarı tam yağlı peynir olup, 100 gram kuru maddesinde normal standardı olan 45 gramdan daha fazla yağ içermektedir. |
ARICILIK
Ardahan zengin flora yapısı ve geniş çayır-mera alanları ile arıcılık konusunda önemli bir potansiyele sahiptir. Yapılan araştırmalarda arıların, bal özü için ziyaret edebileceği 600'ün üzerinde bitki çeşidinin bulunduğu görülmüştür. Ardahan'ın arıcılık açısından potansiyeli incelendiğinde mevcut arı sayısının ve bal üretiminin artırılabileceği görülmektedir. Nektar ve polen bakımından zengin çiçek florası, arıların beslenmesi için önemli olan pek çok çeşit bitkinin mevcut olduğu geniş çayır-mera alanlarının coğrafik yapısı, belirlenecek uygun konaklatma yerlerinde ekonomik ölçekli arıcılık işletmelerinin durumu ve arılıklar arasındaki uygun mesafe gibi arıcılığın geliştirilmesine etki edebilecek faktörler birlikte değerlendirildiğinde, bölgenin 100.000 arı kolonisi barındırabilecek kalitede ve kapasitede olduğu anlaşılmaktadır. Kafkas Arı Irkının Özellikleri: Dünyada yetiştirilen ve ekonomik değere haiz olan 4 önemli arı ırkından biri olan Kafkas ırkı arı (Apis Mellifera Caucasica Gorbatshow) ilimizde yetiştirilmekte olup, Ardahan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca Kafkas arı ırkının gen merkezi olarak ilan edilmiştir. Anavatanı Kafkasya'nın yüksek vadileri olan ve ilimiz ekolojik şarlarına çok iyi adapte olabilen Kafkas ırkı arı, kitin rengi esmer olup, abdomenin ilk bandı üzerinde kahverengi benekler bulunur. Kıllarında gri renk hakimdir. Erkek arıların throx'ları üzerindeki renk siyahtır. Arı ırkları içerisinde en uzun dilli olanıdır ve dil uzunluğu ortalama 7,09 mm'dir. Bu özelliği nedeniyle derin tüplü çiçeklerin nektar kaynaklarından en iyi istifade edebilen arı ırkıdır. İyi bir yavru yetiştiricisi olan Kafkas arısı ilkbaharda yavaş gelişir; ancak yaz aylarında oldukça güçlü koloniler oluştururlar ve sonbaharda yine düşük bir populasyona inerek kışları böyle geçirirler |
Ardahan'da IZ birakanlar
Aşık Şenlik (Ardahan-Çıldır) (1850- 1913) Çıldır ilçesinin Suhara (Yakınsu) köyünde dünyaya gelmiştir. Asıl adı Hasan’dır. Babası orta halli bir çiftçi olan Hasan yöredeki her çocuk gibi Aşık Meclislerine, Destan ve Cenk hikayeleri dinlemeye meraklıydı. Her akşam babası ile birlikte ya Aşık Meclislerine gider veya Köy Odalarına gider cenk, destan veya Şehit Menkıbeleri dinlerdi. Aynı zamanda bir av tutkunu olan Hasan on dört yaşına geldiğinde bir gün ava gider ve uyuya kalır. İki gün boyunca uykuda kalır ve kendisini aramaya gelenlerin sorması üzerine "Aşık Şenlik" mahlası ile söylediği ilk şiirinde şairlik kudretini bulduğunu, rüyasında Allanın cemalini gördüğünü ve kudretten ders alarak Arapça, Farsça ve İbranice dillerini öğrendiğini söyler. Aşık Şenlik ne bir Medrese eğitimi görmüş ne de bir hocadan ders almıştır. Ancak üstün zekası ve keskin hafızası sayesinde elde ettiği bilgilerle bu açığını gidermiştir. Ahılkelek’li Aşık Nuri’der saz çalmasını öğrenen Şenlik’in ünü hızla yayılır. 1913 yılında davet edildiği Revan’da Revan Hanlarının en ünlü aşıkları ile karşılaşır ve onlara karşı üstün gelir. Bunun üzerine Aşıkları yenilen ve kendi itibarları azalan Revan Hanları Aşık Şenliğin yemeğine zehir koyarlar. Revan’da hastalanan Şenlik Çıldır’a gelirken Arpaçay’ın Dalaver köyünde ölür, cenazesi Suhara’ya getirilerek burada toprağa verilir. Aşıklık geleneğinin en önde gelen ustalarından biri olan Aşık Şenlik, yaşamı boyunca birçok çırak yetiştirmiş ve kendisinden sonra gelen birçok aşığı etkilemiştir. Yaşadığı dönem itibariyle Rus işgalini gören, göç ve felaketlere tanık olan Şenlik’in edebi kişiliği bu duygularla şekillenmiştir. Aşık Şenlik şiirlerini divani, koşma, yedekli koşma, tecnis, şeki/sicilleme,, destan, türkü ve bayatı gibi halk şiir türleriyle eserler vermiştir. Aşık Zülali (Ardahan-Posof) (1873-1956) Aşık Zülali 1873 yılında Posof’un Suskap (Aşık Zülali) köyünde doğmuştur. Asıl adı Yusuf Kökten’dir. İlk tahsilini köyünde yapmış medreseyi ise Digor’da tamamlamıştır. Kültürlü bir zat olan dedesinin eğitiminde önemli etkileri olmuştur. Aşık Zülali İstanbul’da müderris olan ağabeyinin yanına giderek orada medrese eğitimine devam etmiş ve Arapça-Farsça öğrenmiştir. On iki yaşında iken gördüğü iki rüya ile Bade içmiş ve Halk Aşığı olmuştur. Bu tarihten sonra "Zülali" mahlası ile şiirler söylemeye başlamıştır. 1893 yılında Bursa’ya giderek Posof ve Artvin’li 93 muhacirlerini ziyaret etmiş ve orada Hamidiye Ziraat Mektebi’ne girerek üç sene okumuştur. 1896 yılında bir hastalık sebebiyle Posof a dönmüş ve yöre halkını düşman işgaline karşı bilinçlendirmeye çalışmıştır. 1904 yılından itibaren sazı bırakarak mekteplerde Türkçe ve Din dersi hocalığı yapmaya başladı. 1910 yılında Bursa’ya, oradan Afyon’a göç etti. 1946 yılında Eskişehir’in Çifteler ilçesine geldi, burada imamlık yaptı. 18.12.1956 tarihinde Eskişehir’de vefat etti ve Çifteler ilçesinde toprağa verildi. Devrinin en önemli üç aşığından biri olan Şenlik (Çıldırlı Aşık Şenlik, Narmanlı Aşık Sümmani) savaşların ve felaketlerin olduğu bir dönemin çocuğu olarak yetişti. Bulunduğu dönem itibariyle çok zor olmasına rağmen okuyarak kendisini aydın bir insan olarak yetiştirdi. Yaşamı boyunca çok yer değiştirmek zorunda kalması nedeniyle aşk, tabiat, gurbet, ayrılık, memleket sevgisi, yoksulluk, nasihat, tasavvuf ve sosyal hadiseler onun şiirinin başlıca temasını oluşturur. Dursun Akçam(Ardahan) (1930- ) YYazar. Dursun Akçam Ardahan’ın Ölçek Köyü’nde doğdu.Cilavuz Köy Enstitüsü’nü bitirdi (1950).Yükseköğrenimini Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nde tamamladı (1958). Çeşit’i illerde öğretmenlik, ardından Türkiye Öğretmenler Sendikası ikinci başkanlığı yaptı. 1976 yılında gazeteciliğe başladı, Milliyet gazetesinin açtığı bir yarışmada Analarımız adlı yazısıyla birincilikle ödüllendirildi (1962). Kanlı Derenin Kurtları adlı eseriyle 1976 Türk Dil kurumu Roman Ödülü’nü kazandı. Eserlerinde kırsa! gerçeklikler üzerinde, kendi gözlemleriyle yoğunlaştı. Eserlerinden bazıları: Analar ve Çocuklar (1964-1973), Maral (1964), Doğunun Çilesi (1966), Ölü Ekmeği (1969), Taş Çorbası (1970), Kan Çiçekleri (1977), Kafkas Kızı (1978), Altta kalanlar (1979 |
Turizm
İlimiz coğrafi yapısı ve tarihi geçmişinden kaynaklanan kendine özgü doğal ve tarihi değerlere sahiptir. Ardahan Doğu Anadolu Bölgesine has doğal yapısı ve ikliminin yanında Doğu Karadeniz Bölgesi*nin topografyasına, iklimine ve bitki örtüsüne geçiş yerleri ile farklı güzellikleri bir arada barındırmaktadır. Yüksek ovaları, zengin çiçek çeşitliliğine sahip yaylaları ve iki gölü ile Ardahan keşfedilmeyi bek*leyen bir doğa cennetidir. İlin belli başlı doğal güzellikleri şunlardır: Atatürk Silueti İlimizin en önemli doğal güzelliği Damal dağlarına yansıyan Atatürk siluetidir. Her yıl 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında Damal ilçemizin Yukarı Gündeş köyü, Karadağ yamaçlarında oluşan bu olay bir doğa harikasıdır. Bu tarihler arasında güneş batarken dağın yamacında bulunan dere yatağının bir tarafının gölgesi diğer tarafına yansımakta ve tamamen doğal olarak Ulu Önder Atatürk'ün siluetini oluşturmaktadır. Yalnızçam Yaylası İl Merkezine 15 km mesafede bulunan ve Yalnızçam Köyünün kuzeybatısında yer alan Yalnızçam Yaylası eşsiz bir tabiat zenginliğine sahiptir. Bülbülan ve Botanik Yaylası İl Merkezine 15 km uzaklıkta Yalnızçam dağlarının üzerinde bulunan eşsiz güzelliklere sahip Bül*bülan Yaylası ilimizin Doğu Karadeniz Bölgesine açılan penceresi konumundadır. Zengin bitki çeşi*di ile ilkbahar aylarında eşsiz bir güzelliğe kavuşmaktadır. Birçok yerleşim yeri arasında (Ardahan, Artvin, Göle, Şavşat) bir kesişme noktası olan yayla, yaz aylarında bu yöre insanlarının bir araya gele*rek ticaret yaptıkları bir pazar görünümündedir. Tamamlanmak üzere olan Ardahan-Yalnızçam-Ar-danuç karayolununu hizmete girmesi ile alternatif bir festival alanı olacaktır. Çıldır Gölü İl merkezinin 45 km doğusunda ve deniz seviyesinden 1.959 m yükseklikte bulunmaktadır. 123 km2 lik bir alana sahip olan bu tatlı su gölü Doğu Anadolu Bölgesinin Van Gölünden sonra en yük*sek gölüdür. Çıldır Gölü; adası, kuşları ve balıkları ile ayrı bir güzelliğe sahiptir. Çevresinde bulunan tarihi eserler ve doğal güzellikleri ile önemli bir turizm potansiyeline sahiptir. Göl içerisinde 16 tür balık yaşamaktadır. Göl yüzeyinin kış aylarında buzla kaplanmasıyla birlikte insanların burada at kı*zakları ile dolaşması ve buzları kırarak balık tutmaları ilginç görüntüler oluşturmaktadır 2750 metre rakıma sahip olup etrafı dağlarla çevrilidir. Doğal güzelliklerinin yanında çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapması nedeniyle tarihi ve kültürel bakımdan da oldukça zengin bir bölgedir. Üzerinde bulunduğu Uğurludağ'ın Ardahan ve Göle'den de görülebilmesi bölgeye ayrı bir güzellik katmaktadır. Geniş ve taşsız bir arazi yapısına sahip olan yayla yaz ve kış turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Valiliğimiz tarafından hazırlanan "Yalnızçam Uğurludağ Kış Sporları ve Yayla Turizm Merkezi" projesinin uygulamaya geçilmesi halinde Yalnızçam yaylası bölgenin önemli kayak merkezlerinden biri olmaya adaydır. Ardahan-Yalnızçam-Ardanuç yolu ulaşım imkanlarını kolaylaştırmıştır. Göle Okçuoğlu Yaylası Göle İlçemizde Köroğlu Dağının eteklerinde yer almaktadır. Okçuoğlu Göle Okçuoğlu Yaylasında otlayan atlarYaylası Ekim-Mayıs ayları arasında bol yağış alması ve dağın tepesinin ağaçtan yoksun bulunması nedeniyle kayak pisti yapımına uygundur. Yaylada yaşayan çeşitli yabani hayvanlar buranın diğer bir doğal güzelliğidir. Bu özelliği nedeniyle av turizmi açısından da önemli bir potansiyele sahiptir Akçakale Adası : Çıldır gölü içerisinde yer alan Akçakale adası 1. derecede sit alanıdır. Tarih boyunca bir çok uygarlığın yerleşime sahne olması nedeniyle üzerinde birçok tarihi kalıntı bulunmaktadır. İlkbahar ayının gelmesi ile birlikte çeşitli kuş türlerine de ev sahipliği yapan ada, bu kuşların yavrularının çıkması ile güzel görüntüler oluşturmaktadır Tarihi kaynaklardan geçmişte Ardahan ve çevresinde çok sayıda caminin varlığı bilinmektedir. Bu kaynaklarda sadece Çıldır ve çevresinde XIX. yüzyıldan itibaren 240 cami (sancak sınırları içinde 240 cami) bulunduğu ifade edilmektedir. Ancak bugün Çıldır'da çok az cami örneği kalmış, bir çoğunun bugün taşına bile rastlanmamaktadır. Ardahan ve çevresinden ise sadece birkaç örnek günümüze gelebilmiştir. XIX. yüzyılda, kaynaklara göre Çıldır Sancağı sınırları içinde 240 cami ve mescit, l medrese, l Rüşdiye, Türkler için 49, Hıristiyanlar için ise 13 ilkokul ve 15 kilise, ayrıca 5 hamam, 9 han ve 564 işyeri bulunmaktaydı. Ancak Çıldır ve çevresinde adı gecen 15 kiliseden 11'inin ayakta olmasına rağmen, 240 camiden birinin bile yerini tespit etmek mümkün değildir. Bunların ortadan kalkmasının tek sebebi 1828, 1855 ve 1877-1878 Osmanlı - Rus savaşları ile, 1915 - 1920 yılları arasında bölgede meydana gelen Ermeni mezalimidir. ARDAHAN MERKEZ MEVLİD EFENDİ CAMİİ Ardahan şehir merkezinde Halil Efendi Mahallesi'nde, kalenin yaklaşık 150-200 m. doğusunda yer almak*tadır. Giriş kapısında bulunan kitabeye göre, ilk yapının 1701 tarihinde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu caminin, yakın tarihlerde gövde du*varlarının yandan yukarısı ve üst ör*tüsü yenilenmiştir. İç mekanın yakın tarihlerde yapı*lan onarım ve eklemelerle orijinal özelliği tamamıyla bozulmuş durum*dadır. Yapının kuzeybatı köşesinde yer alan kübik kaide üzerine silindirik gövdeli ve tek şerefeli minare, ca*miye son onarımlar esnasında ilave edilmiştir. Cami avlusunda Arap (Yanık) Camii'nden getirildiği ifade edilen kitabeli bir çeşme taşı bulunmaktadır. Bu taş üzerindeki kitabede 1288 H./1871 m:, tarihi ile birlikte "Uçmalı (?) Zade Hacı Halil Ağa Hayratı" ibareleri bulunmaktadır. |
ARAP (YANIK) CAMİÎ
Ardahan şehir merkezinde, Halil Efendi Mahallesinde, kalenin yaklaşık 150-200 m. kuzeybatısında bulunan camidir. Yörede, 1915 yılından itibaren batılı devletlerin de yardım ve katkısıyla Ermenilerin Türklere karşı yaptığı katliamlara kadar, cami ayaktaydı. 1915'te başlayan bu mezalim sırasında cami, içerisinde namaz kılan Müslüman cemaatle birlikte yakılmıştır. Bu tarihlere kadar Arap Camii olarak bilinen yapının, tahrip edilmesiyle günümüze kadar temel seviyesinde kaldığı bilinmektedir. Bugün bütün özelliğini yitirmiş olan caminin bir kısmı park olarak değerlendirilmekte ve halk arasında Yanık Cami olarak anılmaktadır. MÜDERRİS İBRAHİM EFENDİ CAMİİ Ardahan il merkezinde Halil Efendi mahallesinde, kalenin yaklaşık 100 m. kadar kuzeybatısında bulunmaktadır. Giriş kapısı kemer köşeliğinde yer alan ve "Amele Osman sene 1185" ibarelerinin geçtiği usta kitabesinden, caminin 1711 yılında yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Cami toplam 7 mazgaldan ışık almaktadır. Batı duvarında ve güneybatı köşede yer alan mazgal pencere altındaki panoda "14 Ramazan 1315" (1897) tarihi boya ile ve Osmanlıca olarak yazılmıştır. Bu tarih, caminin 1897'de onarım geçirdiğini ve sıvandığını göstermektedir. Aynı panonun kuzeyinde yer alan bir başka panoda ise okunamayacak derecede silinmiş bir Osmanlıca kitabe bulunmaktadır. Camiyi aydınlatan mazgal pencereler, Doğu Anadolu'da birçok taş yapıda görüldüğü gibi dışarıdan içe doğru genişleyerek içerinin daha fazla aydınlatılmasına ve içerdeki ısı kaybının azaltılmasına uygun bir tarzda inşa edilmiştir. Yapı, Dedeşen Köyü Camii'nden sonra, yöredeki sağlam kalmış ikinci en eski tarihi cami olma özelliğini taşımaktadır. Ancak bugün özel mülkiyet elinde bulunan ve samanlık olarak kullanılan bu yapının, bakımsız ve mezbelelik durumdan kurtarılarak kısa zamanda restorasyonunun yapılması ve işlevsel hale getirilmesi gerekmektedir. |
DERVİŞ BEY CAMİÎ
Ardahan şehir merkezinde, kalenin güneybatısında ve Alabalık Deresi yakınında bulunmaktadır. Giriş kapısı kemerinin sağındaki kitabede, "Lâ şerefe a'la mine'l-İslâm" (İslâm'dan şereflisi yoktur) ibaresi, solundaki kitabede ise "Hüvel hallakü'l-bâki" (baki olan Allah'tır) ibaresi ve "sene 1285" tarihi yer almaktadır. Bu kitabeden caminin, 1285 H./l868 M. tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Kare planlı ve ahşap tavanlı olarak inşa edilmiş caminin, ön tarafına sonradan iki katlı bir giriş bölümü eklenmiştir. İbadet mekanının Kuzey yönünde ikisi serbest, ikisi duvara bağımlı dört sütunla taşınan bir mahfil bulunmaktadır. Mahfile çıkış, doğu yönünde yer alan duvara bitişik bir merdivenle sağlanmaktadır. Ahşap minber, devrinin özelliklerini göstermekte, oldukça abartılı ahşap süslemeli bir taç kısmına sahiptir. Cami 8 pencere ile aydınlatılmaktadır. Caminin malzeme bakımından tamamıyla düzgün kesme taştan inşa edildiği görülmektedir. ÖLÇEK KÖYÜ CAMİİ Ardahan'ın 15 km. doğusundaki Ölçek Köyü'nde bulunmaktadır. 1895 yılında yaptırılmış olan bu cami, 1966 yılında büyük bir onarım geçirmiştir. Dikdörtgen planda inşa edilmiş olan caminin kapalı bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Caminin ahşap tavanı, dört ahşap sütunla desteklenmektedir. Dıştan kırma çatılı ve saç kaplamalı bir örtüye sahip olan Ölçek Köyü Camii, kuzey yönde ahşaptan bir kadınlar mahfiline sahiptir. Mahfili taşıyan sütun başlıkları ve korkulukları, ahşap süslemecilik bakımından oldukça ince bir işçilik gösterir. Cami 5 pencere ile aydınlatılmaktadır. Caminin kubbe çevresinde 4 ahşap sütun bulunmaktadır. Caminin biri kuzeydoğu biri de kuzeybatı köşede olmak üzere iki minaresi bulunmaktadır. Kuzeydoğu köşede yer alan minare, ahşaptan olup orijinal minaredir. Yöredeki tek ahşap minare olmasıyla dikkat çekmektedir. Kuzeybatı köşede yer alan düzgün kesme taşlı ikinci minare, son onarımda buraya eklenmiş ve iki minare arasındaki uyumsuzluk ve farklı inşa tarzı ilk bakışta dikkati çekmektedir. Caminin önünde bir mezar ve doğusunda da bir hazire yer almaktadır. Ermeni mezaliminden Ölçek Köyü de nasibini alan yörelerimizdendir. Ermeniler 1919 Şubat ayında Ölçek Köyünü basarak halkı samanlığa doldurarak yakmışlardır. |
DEDEŞEN KÖYÜ CAMİİ
Göle ilçesine bağlı Dedeşen Köyünde bulunmaktadır. Caminin kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Ancak plan ve mimari özelliklerinden hareketle XV. yüzyıldan kaldığı tahmin edilmektedir. Bugün giriş kapısı üzerinde yeni harflerle 1500 yılında inşa ettirildiğini belirten bir kayıt bulunmaktadır. Dedeşen Köyünde Osmanlı devrinden kalma birkaç eser bulunmaktadır. Bunlardan cami, türbe ve çeşme ayaktadır. Cami ile aynı tarihlerde yapıldığı ifade edilen medreseden bugün hiçbir iz kalmamıştır. Harap haldeki hamam ise özel mülkiyet elinde olup samanlık olarak kullanılmaktadır. Caminin kuzeyinde, aynı zamanda köyün kuzeyini de sınırlayan tepe üzerinde büyük bir kale yerleşimine ait kalıntılar bulunmaktadır Dedeşen Köyü, Yavuz Sultan Selim'in 1514 yılında Çaldıran seferinden dönerken konakladığı bir köy yerleşimi olup, köyün adının da bu olayla bağlantısı olduğu ifade edilmektedir. Yöre halkına göre, Yavuz Sultan Selim, burada türbesi de bulunan yaşlı bir zatın (Şeyh Ahmet) ikramından memnun kalmış ve şükran duygularını da "Dede şen olasın" diyerek ifade etmiştir. Bu olaydan sonra köyün adı Dedeşen olarak anılagelmiştir. Cami, tek kubbeli Osmanlı cami geleneğinde bir camidir. Bugün yıkılmış olan son cemaat yerine ait izler, konsollar, sütun kaideleri ve sütun gövdelerine ait parçalar dikkat çekmektedir. Caminin girişi batıda yer alır. Girişin solunda sonradan inşa edildiği anlaşılan, silindirik gövdeli ve tek şerefeli minare bulunmaktadır. Minare 1993 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılmıştır. Caminin içerisinde kuzey yönde dört ahşap desteğe oturan kadınlar mahfili yer alır. Güney yöndeki mihrap nişi ile güneybatı köşedeki minber, 1993 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce yapılan onarımla orijinalitesini yitirmiştir. Caminin kuzeybatı köşesinde bulunan merdiven, orijinal minareye ait merdiven olup yeni minarenin yapılmasıyla kadınlar mahfiline çıkış için kullanılmaya başlamıştır. Girişin bulunduğu kuzeybatı köşeye sonradan ahşaptan bir ekleme yapılmıştır. Cami haziresinde oldukça zengin süslemeli mezar taşları bulunmaktadır. Sarıklı biçimdeki mezar taşı örneklerinin 1200 EL/1786 M. tarihli olanları dikkat çekicidir. POSOF MERKEZ CAMİİ Posof ilçe merkezinde, tesviye edilmiş eğimli bir arazide bulunmaktadır. Giriş kapısındaki yeni harflerle yazılmış kitabesine göre, 1883 tarihinde yaptırılmıştır. Kareye yakın dikdörtgen planlı yapının son dönemlerde onarıldığı, onarımdan sonra basit bir son cemaat yeri ve minare eklendiği anlaşılmaktadır. Caminin içerisinde iki ahşap desteğe oturan bir mahfil bulunmaktadır. Mihrap ve ahşap minberin son onarımlar nedeni ile hiçbir orijinal özelliği kalmamıştır. Cami 6 pencere ile aydınlatılmaktadır. Caminin içerisinde 1926 tarihini taşıyan bir sütun başlığının dört yüzüne Osmanlıca ile yazılmış satırlarda şu ifadeler bulunmaktadır: "Cumhuriyet güneşi her ufukta yazılamaz O güneşin doğduğu iller Şendir ağlamaz' Posof Merkez Camii'nin doğusundaki hazirede 1185, 1335 ve 1300 H. tarihli mezar taşları bulunmaktadır. |
GÖLBELEN (URTA) KİLİSE - CAMİİ
Çıldır ilçesinin yaklaşık 7 km. güneybatısındaki Gölbelen (Urta) Köyünde yer almaktadır. XI. yüzyıldan kaldığı tahmin edilen kilise onarılarak cami haline getirilmiştir. Camiye çevrilirken güney duvarın ortasına bir mihrap, batıya ise zengin süslemeli ahşap bir minber konmuştur. Binanın orijinal batı girişi kapatılarak, bugün kuzeyden yeni bir giriş açılmıştır. Tamamen düzgün kesme taşlardan inşa edilmiş olan yapının içerisi, sıvanarak boyanmıştır. KAYABEYİ (YERLİ ÇAYIS) KİLİSE - CAMİİ Çıldır ilçesinin yaklaşık 10 km. kuzeydoğusundaki Kayabeyi (Yerli Çayıs) Köyünde bulunmaktadır. Kilise olarak X.-XI. yüzyıllarda inşa edildiği tahmin edilen bina gerekli bakım ve tadilatlardan sonra cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Caminin batı duvarında, Osmanlıca olarak "Sene 1336' ibaresi yer almaktadır. Miladi 1918 senesine tekabül eden bu tarih, kilisenin camiye çevriliş tarihi olarak tahmin edilmektedir. Güneyde yer alan asıl giriş, camiye çevrilirken mihrap nişine dönüştürülmüştür. Yapı, dıştan iki yana meyilli kırma çatı ile örtülüdür. Ancak bu çatı tamamıyla orijinal olup, üzeri taş kaplamalıdır. Cami, bütünüyle düzgün kesme taşlardan inşa edilmiştir ÇEŞMELER Çeşme kelimesi, su kaynağı anlamına gelen Türkçe'deki göz kelimesinin Farsça karşılığı olan çeşm ifadesinden gelmektedir. Kaynağından çıktıktan sonra bir haznede toplanan suların lüle veya mus*luklarla halka dağıtıldığı mimari yapılara çeşme denilmektedir. Çeşmeler bağımsız ya da bir binaya bitişik olarak yapılırlar. Mimari bakımdan çeşmeler, birkaç gruba ayrılırlar. Halkın su alması için mahallelerin uygun yerlerine yapılan çeşmelere halk arasında mahalle çeşmeleri denilmektedir. Bunların bazılarının önünde hayvanlara su vermek için yalaklar da bulunur. Bu çeşmelerden gelip geçenlerin su içmesi için birer niş içerisinde zincirlere asılı taslar bulunmaktadır. Camilerde binaya bitişik olarak yapılmış ve halkın abdest almasına ve su içmesine yarayan çeşmelere cami çeşmeleri ya da şadırvan denilmektedir. Eski saraylar, konaklar ve evlerde odalar içinde yapılan, el yüz yıkamaya mahsus süslü çeşmelere de oda çeşmeleri adı verilmektedir. Bu çeşme türlerinden başka bir de, hem halka su vermek, hem de şehrin muhtelif ve kalabalık yer*lerini süslemek amacıyla önemli yerlere yaptırılmış çeşmelere de anıt çeşmeler denilmektedir. İstanbul'daki Sultan Ahmet, Tophane ve Azapkapı semtlerini süsleyen meydan çeşmeleri, bu tür çeşmelerin en güzel örnekleri arasındadır. Ardahan ve çevresinde mahalle çeşmesi niteliğinde çok sayıda çeşme yapısı bulunmaktadır. Ancak tarihi özellik taşıyan tek çeşme örneği Dedeşen Köyü'nde bulunmaktadır. |
KÖPRÜLER
En eski köprü örneklerine Anadolu'da rastlamak mümkündür. Türkler askeri hareket ve ticari nakliyat amacıyla Anadolu'da yol ve köprülere büyük önem vermişlerdir. Bu bakımdan Türkler, Anadolu'da köprü inşasında bir hayli başarılı olmuştur. Ardahan ve çevresinde XIX. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş birkaç köprü örneği bulunmaktadır. Ancak bu köprüler içerisinde şüphesiz en önemlisi, bölgedeki en eski köprü özelliğini taşıyan Çıldır-Taşköprü Köyündeki Urartu Kralı II. Sarduri'ye ait köprüdür. POSOF ÇAYI ÜZERİNDE YER ALAN KÖPRÜ Bu köprü, Posof ilçe merkezinin yaklaşık 1,5-2 km. güneydoğusunda Yurtbekler sınır karakolu ya*kınlarında ve Posof çayı üzerinde bulunmaktadır. Bu köprünün XIX. yüzyıl sonlarında Ruslar tarafından inşa ettirildiği bilinmektedir. Yaklaşık 10 m. uzunluğunda ve 6 m. genişliğinde olan köprünün yan kısımlarında, düzgün blok taşlarla 40-50 cm. yüksekliğinde korkuluklar oluşturulmuştur. TAŞKÖPRÜ Çıldır ilçesinin yaklaşık 30 km. güneyinde, adını köprüden alan ve günümüze kadar adı hiç değişmemiş olan Taşköprü köyünde bulunmaktadır. Bugün büyük oranda harap olan köprünün, Anadolu'daki en eski köprülerden biri olduğu ve Urartu Kralı II. Sarduri tarafından yaptırıldığı ifade edilmektedir. Bugün sadece yuvarlak kemer kısmı görülebilmektedir. Kalan izlerden yanlarda iri blok taşların korkuluk olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır |
GÜLYÜZÜ (PEKREŞEN) KÖYÜ KÖPRÜSÜ
Çıldır ilçesinin yaklaşık 20-25 km. güneyindeki Gülyüzü (Pekreşen) köyünde, köyün güneyindeki dere üzerinde yer almaktadır. Kuzey-güney doğrultusunda inşa edilmiş bu köprünün orijinal topuk kısımları ve topuk hizasına denk gelen korkulukları Posof çayı üzerindeki köprü ile büyük bir benzerlik göstermektedir. Dolayısıyla bu köprünün de XIX. yüzyıl sonlarından kaldığı tahmin edilmektedir. Günümüzde köprünün geçişi sağlayan yürüme zemini yıkılmıştır. Bunun yerine yakın tarihlerde, betonarme bir yürüme zemini yapılmıştır. Ancak sağlam kalan topuklar ve korkuluklar bu köprünün de Posof Çayı Köprüsü gibi çift gözlü olduğunu ve kemer köşeliklerinde de tahliye gözlerinin olabileceğini akla getirmektedir FESTİVALLER Son yıllarda yöremizin doğal güzelliklerini ve ürünlerini tanıtmak amacıyla çeşitli festivaller ve şenlikler düzenlenmektedir. Artık geleneksel hale gelen bu festivaller ile bölgenin sahip olduğu tarihi ve doğal değerlerin ülke çapında tanıtımı yapılarak il genelinde turizmin gelişmesine katkıda bulunulmaktadır. Düzenlenen festivaller sayesinde yöremizin kendine has ve ekonomik değere haiz olan bal ve kaşar peyniri gibi ürünlerinin, gerek tanıtımının yapılması ile, gerekse festival alanında kurulan standlar ile pazarlama imkanlarının sağlanması sayesinde ilin ticari yaşamında canlılık meydana getirilmektedir. Her geçen yıl biraz daha gelişen ve daha geniş kitlelere hitap etmeye başlayan bu etkinliklerin en önemlileri şunlardır: Ardahan Bal Festivali : İl merkezinde her yıl düzenlenen bal festivalinin amacı yöremiz arıcılığını geliştirmek ve festival yoluyla ilimizin tanıtımını yapmaktır. Festival Ağustos ayının ilk haftası düzenlenmektedir. Festival boyunca düzenlenen konserler, ağalık ve bal güzeli yarışmaları gibi etkinliklerle ilin sosyal yaşamının canlanmasına katkıda bulunulmaktadır. Festival alanında yöre esnafı tarafından kurulan standlarda ilimize özgü ürünlerin satışı yapılmakta, böylece ticari yaşamda da bir canlılık olmaktadır. Geleneksel olarak düzenlenen bu festivale ilde yaşayan halkın yanında il dışında yaşayan Ardahanlılar tarafından da oldukça geniş katılım olmaktadır Damal Şenliği : Damal ilçemize bağlı Yukarı Gündeş köyü dağlarına 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında düşen Atatürk siluetinin tanıtımını yapmak amacıyla düzenlenmektedir. Çeşitli yarışmalar ve konserlerle süslenen bu festivale yöreden ve yurt çapından birçok vatandaşımız katılmaktadır. Atatürk silueti nedeniyle ulusal düzeyde yayın yapan televizyonlarda da sık sık yer alan bu festival her yıl biraz daha canlılığını artırmaktadır. Göle Ulusal Kaşar Festivali: Her yıl Temmuz ayının ilk haftası kutlanan bu festivalle, yöremize özgü kaşar peyniri başta olmak üzere hayvan ve hayvan ürünlerinin tanıtımı amaçlanmaktadır. Festival alanında açılan standlarda üreticiler hem ürünlerini tanıtmakta hem de pazarlamasını yapmaktadır. Böylece festival tanıtım yapmanın yanında ilçede ticari canlılığın artmasına da katkıda bulunmaktadır. Festivalde konserlerin yanı sıra "En İyi Kaşar" ve "En İyi Besi Hayvanı" gibi üreticileri daha kaliteli üretim yapmaya teşvik edecek yarışmalar düzenlenmektedir. Çıldır Gölü Festivali : Çıldır ilçemizde her yıl baharın gelişi ile birlikte Çıldır gölü içindeki Akçakale adası üzerinde yapılmaktadır. Eşine ender rastlanacak güzellikte olan Çıldır gölünü ve tarihi kalıntıları ile Akçakale adasını tanıtmayı amaçlamaktadır. Bu festival ile Çıldır'ın asırlara dayanan tarihi kültürü ve yörenin turistik değerleri ön plana çıkarılarak ilçe turizmine ivme kazandırılmaktadır. Yöre halkı ve çevre ilçelerden gelen vatandaşlarında katılımıyla kutlanan festivalde çeşitli yarışmalar ve değişik etkinlikler düzenlenmektedir. |
COĞRAFYA
Kuzeyde ve doğuda Gürcistan toprakları, güneyde Kars, batıda Artvin ve Erzurum illeriyle sınırlıdır. İlin en önemli akarsuyu Kura ırmağı, en büyük gölü üçgen biçimli Çıldır gölüdür. Van gölünden sonra Doğu Anadolu Bölgesinin ikinci büyük gölü olan Çıldır, lav akıntısı sonucunda oluşmuş bir "lav seti gölü"dür. Suları tatlı olan göl aralık ve nisan ayları arasındaki dönemde yer yer donmaktadır. Karasal iklime hâkim olup kışları uzun, sert ve kar yağışlı, yazları ise kısa ve serindir. Yalnızca etrafı dağlarla çevrili olan ve ortalama 900 m. yükseklikte bulunan Posof ilçesi mikroklimatik iklim koşullarına sahip olup, kışları yumuşak ve yağışlı, yazları ise sıcak geçmektedir. TARİHÇE Ardahan ili, 27 Mayıs 1992’de çıkarılan yasayla, Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. ili olarak kurulmuştur. Ardahan Kalesi’nde yapılan araştırmalar, yörede Eski Tunç Çağı’na ait kalıntıları ortaya koymaktadır. Eski adı Artan’dır. Ardahan Kalesi uzun yıllar, Osmanlı topraklarını Kafkasya yönünden gelen saldırılara karşı korumuştur. 1878 Ayastefanos Antlaşması’yla Rusya’ya verilen yöre, 1918 Brest-Litovsk Antlaşması’yla geri alınmıştır. Yerleşim, 26 Nisan 1919’da Gürcülerin işgaline uğramış, 23 Şubat 1921’de Türkiye topraklarına katılmıştır |
NE YENİR?
Ardahan’ın kaşar peyniri ve balı ülke çapında isim yapmıştır. Elma dolması, evelik aşı, pişi, bozbaş, kuymak, ekmek aşı ve helvası en ünlü yemek türleridir. NE ALINIR? Halıcılık ve gümüş işlemeciliği ildeki en önemli el sanatlarındandır. Yöre motiflerini taşıyan gümüş kemer, başlık ve takılar yöreye gelen turistlerin ilgisini çeken hediyelik eşyalardır. YAPMADAN DÖNME Ardahan Kalesini, Posof Savaşır köyü kalesini, Posof çeşmelerini görmeden, Çıldır Şeytan Kalesini, Çıldır'ın tarihi camilerini gezmeden, Damal dağında Atatürk silüetini görmeden, Çıldır'da güneşin batışını izlemeden, Çıldır Aktaş Gölü'nü görmeden, Gölün alabalıklarından yemeden, Kaşar peynirinin ve balının tadına bakmadan, ...Dönmeyin. |
ARDAHAN İLE İLGİLİ LİNKLER
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:00 . |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Dizayn ve Kurulum : Makinist